Burada paylaşılan bilgiler, sadece bilgilendirme amaçlıdır ve belirtilen son güncelleme tarihinde (14 Haziran 2022) düzenlenmiştir. Aşağıdaki bilgiler ışığında kendinizde bir hastalık durumu olduğunu düşünüyorsanız lütfen doktorunuz ile iletişime geçiniz.
“Tütün içimi mesane kanseri için en önemli risk faktörüdür ve vakaların yaklaşık %50’sini oluşturur”
Mesane kanseri, dünya genelinde erkek popülasyonunda en sık teşhis edilen yedinci kanser iken, her iki cinsiyet düşünüldüğünde onuncu sıraya düşmektedir. Dünya çapında yaşa göre standardize edilmiş insidans hızı (100.000 kişi/yıl başına) erkeklerde 9,5 ve kadınlarda 2,4’tür. Avrupa Birliği’nde yaşa göre standardize edilmiş insidans oranı erkekler için 20 ve kadınlar için 4,6’dır.
Dünya çapında, mesane kanseri yaşa göre standardize edilmiş ölüm oranı (100.000 kişi/yıl başına) erkekler için 3.3, kadınlar için 0.86’dır. Mesane kanseri insidansı ve ölüm oranları, risk faktörlerindeki farklılıklar, teşhis uygulamaları ve tedavilerin mevcudiyeti arasındaki erişilebilirlik farklılıkları nedeniyle ülkeler arasında değişkenlik göstermektedir.
Mesane kanserli hastaların yaklaşık %75’i mukoza (evre Ta, CIS) veya submukoza (evre T1) ile sınırlı bir hastalık ile başvurur; daha genç hastalarda (<40 yaş) düşük dereceli kanser ile başvurma oranı daha da yüksektir. TaT1 ve CIS’lu hastalar, birçok vakada uzun süreli sağkalım nedeniyle yüksek prevalansa sahiptir ve T2-4 tümörlerine kıyasla kansere özgü mortalite riski daha düşüktür (bakınız tümör evrelemesi).
Prostat kanseri oluşumunda etkili faktörler (Etiyoloji)
Tütün içimi mesane kanseri için en önemli risk faktörüdür ve vakaların yaklaşık %50’sini oluşturur. Mesane kanseri riski sigara içme süresi ve sigara içme yoğunluğu ile artar. Düşük katranlı sigaralar, daha düşük mesane kanseri geliştirme riski ile ilişkili değildir. Tütün dumanı, böbrekler yoluyla atılan aromatik aminler ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar içerir.
Elektronik sigaralarla ilgili risk yeterince değerlendirilememiştir; ancak, mesane kanserine yol açabilen karsinojenler, elektronik sigara içicilerinin idrarında tanımlanmıştır.
Tütün dumanına çevresel maruziyet de artmış mesane kanseri riski ile ilişkilidir.
Boya, metal ve petrol ürünlerine mesleki maruziyet, Aromatik aminlere, polisiklik aromatik hidrokarbonlara ve klorlu hidrokarbonlara mesleki maruziyet, tüm vakaların yaklaşık %10’unu oluşturur ve mesane kanseri için ikinci en önemli risk faktörüdür. Bu tür mesleki maruziyet esas olarak boya, metal ve petrol ürünlerini işleyen endüstriyel tesislerde meydana gelir. Gelişmiş endüstriyel ortamlarda bu riskler iş güvenliği yönergeleri ile azaltılmıştır; bu nedenle, kimya çalışanları artık genel popülasyona kıyasla daha yüksek bir mesane kanseri insidansına sahip değildir.
Dizel egzozuna mesleki maruziyet Son zamanlarda, dizel egzozuna mesleki olarak daha fazla maruz kalmanın önemli bir risk faktörü olduğu öne sürülmüştür.
Aile öyküsünün çok az etkisi var gibi görünmektedir ve bugüne kadar mesane kanseri için herhangi bir genetik varyasyonun açık bir önemi gösterilememiştir. Ancak yine de genetik yatkınlık, diğer risk faktörlerine yatkınlık üzerindeki etkisi ile mesane kanseri insidansı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Sıvı tüketimi alışkanlıklarının etkisi belirsiz olsa da içme suyunun klorlanması ve buna bağlı trihalometan seviyeleri potansiyel olarak kanserojendir; ayrıca içme suyunda arseniğe maruz kalmak da riski artırır. Arsenik maruziyeti ve beraberinde sigara içmenin birleşik etkisi kanser oluşumunda daha etkili olmaktadır.
Kişisel saç boyası kullanımı ile mesane kanseri arasındaki risk ilişki belirsizliğini korumaktadır; ancak yavaş bir NAT2 asetilasyon fenotipine sahip kalıcı saç boyaları kullanıcılarında artmış bir risk öne sürülmüştür. Bu bilgiye rağmen geniş bir prospektif kohort çalışması, saç boyası ile çoğu kanser ve kansere bağlı ölüm riski arasında bir ilişki belirleyememiştir,
Diyet alışkanlıklarının etkisi sınırlı görünmektedir. Son zamanlarda flavonoidlerin koruyucu etkisi olduğu önerilmiştir ve yüksek sebze ve doymamış yağ (zeytinyağı) tüketimi ve orta düzeyde protein tüketimi ile karakterize edilen bir Akdeniz diyeti, mesane kanserine bir miktar da olsa daha az yakalanma ile ilişkilendirilmiştir. Meyve tüketiminin etkisinin mesane kanseri riskini azalttığı öne sürülmüştür; bugüne kadar bu etkinin sadece kadınlarda anlamlı olduğu gösterilmiştir,
İyonlaştırıcı radyasyona maruz kalma, artan riskle ilişkilendirilmiştir,
Siklofosfamid ve pioglitazon için de mesane kanserine yakalanma riski açısından zayıf bir ilişki önerilmiştir,
Metabolik faktörlerin (vücut kitle indeksi, kan basıncı, plazma glukozu, kolesterol ve trigliseritler) etkisi belirsizdir.
Şistozomiyazis daha çok Afrika’da görülen bir parazitik enfeksiyon olan bir trematod olsa da ülkemizde de görülebilmektedir. Tekrarlayan enfeksiyona dayanan kronik bir endemik sistit olan şistozomiyazis de mesane tümörünün bir nedenidir.
Cinsiyet Erkeklerin kadınlara göre mesane kanseri geliştirme olasılığı daha yüksek olsa da, kadınlarda mesane kanseri daha ileri hastalık olarak ortaya çıkma eğilimindedir ve daha düşük hayatta kalma oranlarına sahiptir.
Kadın hastalarda, menopoz sonrası mesane kanseri gelişim riski artmaktadır. Özellikle sigara içen kadınlarda menopoz sonrası mesane kanseri riski daha yüksek olacağı öngörülmektedir. Ayrıca menapoza girme yaşı da mesane kanseri oluşma riskinde önemli parametrelerden biridir. Kadın hastalar ne kadar erken yaşta, özellikle 45 yaşından önce, menopoza girerse mesane kanserine yakalanma açısından risk de artmaktadır.
Genetik faktörler Genetik faktörlerinin ve aile hikayesi birlikteliğinin mesane kanseri insidansını etkileyebileceğine dair artan kanıtlar vardır. Mesane kanseri geçirmiş bireylerin, birinci ve ikinci derece akrabaları için, sigarayla kullanımı davranışından bağımsız olarak artan bir risk gösterilmiştir.
Mesane Tümörü Evrelemesi
T – Primer tümör | |
TX | Belirlenemeyen primer tümör |
T0 | Primer tümör kanıtı yok |
Ta | Non-invaziv papiller karsinom |
Tis | Karsinoma in situ: ‘flat tümör’ |
T1 | Tümör subepitelyal bağ dokusunu invaze etmiş |
T2 | Tümör kas dokusunu invaze etmiş
T2a Tümör süperfisyal kası (iç yarısını) invaze etmiş T2b tümör derin kası (dış yarısını) invaze etmiş |
T3 | Tümör perivezikal dokuyu invaze etmiş
T3a Mikroskobik olarak T3b Mikroskobik olarak (ekstravezikal kitle) |
T4 | Tümör aşağıdakilerden herhangi birine invaze;
Prostat stroması, seminal veziküller, uterus, vajina, pelvik duvar, abdominal duvar T4a Tümör prostat stroması, seminal veziküller, uterus veya vajinayı invaze etmiş T4b Tümör pelvik duvar, abdominal duvarı invaze etmiş |
N – Bölgesel lenf nodları | |
NX N0 N1N2 N3 |
Bölgesel lenf nodları tespit edilemiyor
Bölgesel lenf nodu metastazı yok Gerçek pelviste bir adet lenf nodu metastazı (hipogastrik, obturator, external iliak veya presakral) Gerçek pelviste birden fazla lenf nodu metastazı (hipogastrik, obturator, external iliak veya presakral) Ana iliak lenf düğümü veya düğümlerine metastaz |
M – Uzak Metastaz | |
M0 | Uzak metastaz yok
M1a bölgesel olmayan lenf düğümlerine metastaz M1b diğer uzak metastazlar |