Tanı Yöntemi: MR Füzyon Prostat Biyopsisi

25 Aralık 2022by Dr. Serdar Yalçın
MR Füzyon Prostat Biyopsisi

MR VE ULTRASON GÖRÜNTÜLEMENİN EŞ ZAMANLI KULLANILARAK YAPILDIĞI HEDEFE YÖNELİK “AKILLI” PROSTAT FÜZYON BİYOPSİSİ İLE PROSTAT KANSERLERİ ARTIK DAHA GÜVENİLİR SONUÇLAR VE DAHA YÜKSEK ORAN İLE TANI ALIYOR  

 

Günümüzde sosyal medyada, internet ortamında, hastalar arasında ve bilimsel platformlarda “MR-TRUS Füzyon Prostat Biyopsisi” yöntemi popüler hale gelmiş, üzerinde bir çok bilimsel çalışmanın yapıldığı ve üroloji kılavuzlarında haklı yerini almış yüksek doğruluk ve güvenilirlik oranları bulunan bir prostat kanseri tanı koyma yöntemidir. 

 

PROSTAT FÜZYON BİYOPSİSİ KİMLERE YAPILIR? 

Prostat spesifik antijen dediğimiz ve PSA olarak kısalttığımız prostat kanseri açısından tarama testi olarak kullanılan kan değerlerinde yükseklik, parmakla yapılan rektal muayenede tespit edilen şüpheli bulgular ve özellikle prostata spesifik multiparametrik manyentik rezonans (mpMR) görüntüleme ile elde edilen şüpheli görüntüler bulunan hastalara prostat biyopsisi önerilir. Bu saydıklarımdan birinin veya bir kaçının bulunması ürolog tarafından biyopsi yapılmasını doğuran bir neden olabilir.

Multiparametrik MR ile prostat görüntüleme; PSA değeri yüksek olan veya parmakla rektal muayene sırasında şüpheli bulguları bulunan hastalarda muhtemel prostat kanserinin yerini anatomik olarak doğrulamak ve sonrasında yapılacak olan prostat biyopsisinde daha güvenilir sonuçlar ve daha yüksek doğruluk oranları elde etmek için kullanılır. 

Ürologların biyopsi yapmadaki amacı klinik olarak anlamlı prostat kanserini yakalamaktır. Klinik olarak anlamlı kanser tanımı ise prostat kanseri patolojik sınıflaması olarak bilinen “Gleason” sınıflamasında “en az 3+4” skorunun elde edilmesidir. 

PROSTAT SPESİFİK ANTİJEN (PSA) NEDİR?

Prostatın kendisi tarafından salgılanan ve semenin (meni) kıvamını sağlayan bir enzimdir. Bu enzim prostat dokusu içinde çok yoğun bir şekilde bulunur.Normalde prostatik kanallarda ve semende (meni) kanda bulunduğundan çok daha fazla miktarda bulunur. Fakat prostatın hücre bütünlüğünün zarar gördüğü bazı durumlarda kana geçişi artar ve kandaki değeri yükselir. Prostat kanserinde kandaki PSA seviyenin yükselmesinin sebebi de tümöral dokuların bazen prostat hücre bütünlüğünü bozmasıdır. 

Kan örneğiyle bakılan bu test ile prostat kanserinin erken tanısı mümkündür. Bu testin kullanılmaya başlamasıyla birlikte prostat kanserine bağlı ölüm oranlarında azalma görülmeye başlamıştır. Fakat kanser dışında da yükselebilmesi bu testin özgüllüğünü ve duyarlılığını düşürmektedir. 

PSA değerleri her yıl ortalama 0.05 ng/ml lik doğal bir artış gösterir. Günümüzde PSA kan değerleri için standart bir üst sınır yoktur, yaşa göre üst sınırlar belirlenmiştir ve prostat kanseri için taramaların risk faktörü bulunmayan erkeklerde 50 yaşından itibaren yapılması önerilirken; prostat kanseri aile öyküsü bulunan erkeklerde bu taramaların 45 yaşından itibaren yapılması önerilmektedir. Ancak genetik analizler ile ortaya konulan BRCA2 mutasyonu bulunan erkeklerde prostat kanseri taramalarının 40 yaştan itibaren yapılması gerektiği bilinmektedir.  

PARMAKLA REKTAL MUAYENE (DRM) ÖNEMİ NEDİR? 

Halen prostat kanseri tarama yaşına gelmiş erkeklerde olmazsa olmaz muayene yöntemidir. Bir çok fıkraya, stand-up programına ve erkekler arasında şakalaşma sözlerine konu olan parmakla rektal muayene, hastaların bize başvurduğunda “hocam teknoloji ve bilim bu kadar ilerledi, hala bulunamadı mı bunun bir alternatifi?” dedikleri ve biz ürologların da “maalesef hayır” dediği bir muayene olarak tarama yöntemleri içindeki geçerli yerini korumaktadır. Bu muayene ürologlara kanser şüphesi açısından çok önemli bilgiler vermektedir. Prostat bezinin doku sertliğinde artış, üzerinde barındırdığı nodüller ve kontur düzensizlikleri kanser açısından şüphelenmemize sebep olmaktadır.  

MULTİPARAMETRİK PROSTAT MANYETİK REZONANS İNCELEME (mpMR Prostat)  

inceleme ile prostat kanseri riski taşıdığını düşündüğümüz erkek hastalarımızın prostat bezleri MR yöntemi ile haritalanmaktadır. Bu haritalama “Prostate Imaging Reporting and Data System (PI-RADS) version 2.1” sınıflamasına göre yapılmaktadır. Bu sınıflama 1 ile 5 arasında PI-RADS skoru vermektedir ve risk faktörü barındıran erkekler PI-RADS 3 ve üzeri bir skor bulunuyor ise prostat biyopsisi yapılması önerilmektedir. 

MULTİPARAMETRİK MANYETİK REZONANS (MR) – TRANSREKTAL ULTRASON (TRUS) FÜZYON HEDEFE YÖNELİK PROSTAT BİYOPSİSİ (MR-TRUS FÜZYON PROTAT BİYOPİSİSİ) NEDİR VE NASIL UYGULANIR? 

Hedefe yönelik MR-TRUS Füzyon Prostat Biyopsisi, ileri teknoloji bir cihaz ve özel bir yazılım kullanılarak MR incelemede prostat üzerinde kanser şüphesi olan odakları işaretlemeye yarayan ve bu odaklardan milimetrik hassasiyetle MR ve ultrason görüntüleri füzyon esası ile birleştirilerek ve transrektal ultrason probunu tanıyan bir navigasyon sistemi ile biyopsi yapılmasını sağlayan bir yöntemdir.  

“MR-TRUS Füzyon Prostat Biyopsisi”, için geliştirilmiş aletlerin bir kısmı sanal gerçeklik esasına dayanırken daha az bir kısmı “gerçek zamanlı” yapılmaktadır. Üroloji literatürü incelendiğinde “gerçek zamanlı MR-TRUS Füzyon Prostat Biyopsisi” yönteminin sanal gerçeklik esasına dayanan yöntemden daha üstün olduğu gösterilmiştir. Ben de kendi pratiğimde çalışmakta olduğum hastanede “gerçek zamanlı MR-TRUS Füzyon Prostat Biyopsisi” cihazı kullanmaktayım ve elde ettiğimiz sonuçların hastalarıma daha güvenilir ve kanıta dayalı sonuçlar sunduğunu düşünmekteyim.  

“MR-TRUS Füzyon Prostat Biyopsisi”, prostat kanseri tanısında doğruluğu ve hassasiyeti yüksek “akıllı biyopsi” yöntemidir. Prostat MR görüntülerinin, özel bir yazılım yardımı ile işlenmesi ve gerçek zamanlı Trans Rektal Ultrasonografi (TRUS) görüntüsü ile birleştirilmesi esasına dayanır. Gelişmiş MR teknolojisi sayesinde prostatta kanser açısından şüpheli odaklar işaretlenir; biyopsi sırasında Prostat MR-TRUS Füzyon cihazından elde edilen prostat görüntüleri, yine aynı cihazda işlenerek  ve üst üste getirilerek “füzyon” işlemi gerçekleştirilir. Füzyon işlemi tamamlandıktan sonra MR görüntüleri ile ultrason görüntüleri eş zamanlı aynı prostat bölgesinin görüntüsünün elde edilmesini sağlar ve bu da bize MR incelemede şüpheli alanlardan nokta atışı biyopsi almamıza izin verir. Sonrasında biyopsi iğnesi ile işaretlenmiş şüpheli MR bölgelerine cihazın bir parçası olan ve ultrason probunu tanıyan navigasyon aleti sayesinde milimetrik lezyonlara bile hedefe yönelik biyopsi işlemi yapılmış olur.

Bu yöntem sayesinde kanser odakları daha yüksek doğrulukla saptanabiliyor ve tekrarlayan biyopsilere gerek kalmıyor. Üroloji kılavuzlarında MR ile PI-RADs 3 ve üzeri bir lezyon tanımlandığında “MR-TRUS Füzyon Prostat Biyopsisi” ve klasik sistematik prostat biyopsinin bir arada yapılması gerektiği yüksek öneri seviyesi ile yapılması gerektiği belirtilmiştir. Yine aynı kılavuzlarda daha önce “MR-TRUS Füzyon Prostat Biyopsisi” olmamış ve klasik sistematik prostat biyopsi uygulanmış hastalarda mutlaka MR çekilmesi ve MR incelemede şüpheli odağı bulunan hastalarda “MR-TRUS Füzyon Prostat Biyopsisi” yapılması gerektiği yüksek öneri seviyesi ile belirtilmiştir. Ben de kendi pratiğimde, kliniğimize başvuran hastalara bu öneriler ışığında bilgilendirme yapıyor ve uygulamalarımı bu doğrultuda gerçekleştiriyorum.